Tayfun Yılmaz - TAVŞAN

Kırmızı bir tavşan, binanın 52. Katından aşağıya atladı. 30. Kat civarında, bir kartal onu yakaladı ve sağsalim yere indirdi.Kartal tavşana kızdı : ‘’Manyak mısın oğlum sen? Nereden çıktı bu uçma merakı, ben havuç yemeğe özeniyor muyum? Bir daha görmeyeyim’’ dedi ve uçup gitti.

Tavşan, mahçupbir şekilde, bir taksi çevirdi, ama binmekten vazgeçip, yürümeye karar verdi. Bir sinemaya girdi. Sonbahar Yaprakları adlı bir film oynuyordu. Birbok anlamadı. Zaten, insan ilişkileri hep kafasını karıştırırdı. İkinci yarı başlamadan çıktı. Çıkarken patlamış mısır almayı unutmadı. Parka doğru yürüdü, bir bankta oturup, mısırını yemeğe koyuldu. Küçük bir çocuk bisikletiyle geçerken tavşana çarptı ve mısırlar yere döküldü. Tavşan üzerinde durmadı, neredeyse yarısını yemişti. Dökülen mısırların başına üşüşen güvercinler, kendilerine ziyafet çektiler. Sinsice arkalarından yaklaşan bir kedi de, iri bir güvercinle ziyafet çekti. Tavşan ‘’oha!..’’ dedi. Başka bir şey demedi.

Parktan çıktığında hava kararmaya başlamıştı. Bu saatte eve ulaşmak zor olacak, diye düşündü. Az ilerideki otele yürüdü. Bir oda istedi. Görevli şaşırdı. Herhalde, daha önce hiç kırmızı tavşan görmemişti.

Tavşan 406 no’lu odaya çıktı ve kendini direk yatağa attı. Yorulduğunu farketti. Tv’yi açtı. Bir haber kanalı bulana kadar zapladı. İlginç bir habere rastlayınca durdu. Yalnızlığın bedelini ödemede gecikenler için, ödeme süresi uzatılmıştı ve taksite bağlanabilecekti. Internet üzerinden ödeme yapacakların ise, son dinledikleri üç şarkıyı beyan etmeleri gerekiyordu. Etmeyenler hakkında, yasal işlem yapılacağı ve yalnızlık haklarının iptal edileceği bildiriliyordu.Sonraki haber, sinemalarda satılan patlamış mısır ile ilgiliydi. Yağ oranları yeniden belirlenecek ve bir sonraki aydan başlamak üzere, zamlanacaktı. Gıda bakanlığı, bu kararı, Bakanlar Kurulundaki uzun tartışmalardan sonra almıştı.

Haberlerden sıkılan tavşan, kanalı değiştirdi. Bir reklama rastladı. Saç dökülmelerine karşı geliştirilen yeni bir yöntem tanıtılıyordu. Yeni çıkan bir kulaklığı takıyordunuz ve kulaklıktaki ses, sürekli olarak kafanızın içine konuşup : ‘’Ey saçlar, durun, dökülmeyin’’ şeklinde telkinde bulunuyordu. Bilim insanlarınca da onaylanan bu sistem, sadece 19,90’a satılıyordu. Kulaklığın müzikli olan modeli ise, 59,90 olarak fiyatlandırılmıştı. Telif hakları yüzünden, müzik artık çok pahalıya patlıyordu.

 

9 Kasım 2012