Tayfun Yılmaz - Diyorum ki...

Diyorum ki...

Susmayı bilmeyen adam, yalnızlığın öbür ucuna doğru yürüdü. Koşabilirdi, ama savunmayı beceremediği kalenin kapısını açık unutmuştu ve anahtar yoktu cebinde. Aldanmışlara özgü dalgınlıkla su içerken, yine sakindi, nereye oturtacağını bilemediği huzursuzluğa mahcup hissediyordu kendini… Huzurun yanlış tanımının yazılı olduğu kağıdı cebinden çıkararak buruşturdu, atacak yer bulamadı ve tekrar cebine koydu. Küçük mutluluklar sokağını hızla geçti, duyduğu kahkaha onu biraz ürküttü. Eskiden beri, sebebini bilmediği sesler onu tedirgin ederdi. Karşı kaldırımın köşesindeki, kırık kalpler dükkanından çıkan, kol kola girmiş iki kadına baktı. Birinin yüzü, diğerinin çantası yoktu. Kimse ile hiçkimseye mesaj atıp, bu durumu paylaşmayı düşündü, şarjının az kaldığını görünce vazgeçti.
Uzun zamandır, kendini sınıflandırmayı düşünüyor, bunun için nereye başvuracağını bilmediğinden, erteleyip duruyordu. Sınıfı belli olmadığı için, notları yoktu ve kimse tarafından değerlendirilemiyordu. Bir arkadaşı, onu küreksiz bir sandala benzetmişti.
Bu düşüncelerle yürürken, rutin kafenin önünde buldu kendini. İçeri girip oturdu. Kahvesini söylemeden getirdiler. Önceleri, bu durum hoşuna gitmişti. Sanal dünyada sahici şeyler bulmak umuduyla, telefonunu cebinden çıkardı. Şarjı iyice azalmıştı. Telefonunun pili bittiğinde, neler olabileceğini düşündü. Dersi kaçırmış bir öğrenci durumuna düşecek ve arayı kapatmak için çabalaması gerekecekti.
Can sıkıntısı konusunda uzman sayılırdı. Konuşacak kimse bulmak için çevresine bakındı. Herkes suçlu gibi kafasını önüne eğmiş, sessizce oturuyordu. Ellerinde telefon olduğunu görünce, sessizliğin sebebini anladı. Kahvesinden bir yudum aldı. Sınıfı belli olduğunda, neleri değiştirebileceğini düşündü. Yoksa , kendiliğinden mi oluyordu herşey? Bir yetkiliye ulaştığında, bunu da sormalıydı. Karşısındaki televizyonda, altyazıda, tuhaflıklar ülkesinde normalleşmenin, en kısa zamanda başlayacağı yazıyordu. 
Onu aramak için telefonuna baktı, şarjı tamamen bitmişti.
 
19 eylül 2016