Sabah - İlker Gezici
'Başarılarımı Karılarıma Borçluyum' isimli tiyatro oyununda yedi farklı kadını canlandıran Aydan Şener: Yedi karakterde de benden izler var. Hatta içimde sadece yedi değil, 70 farklı kadın var
Oyuncu Aydan Şener, yaklaşık 30 yıllık kariyerindeki üçüncü tiyatro oyunu olan 'Başarımı Karılarıma Borçluyum' isimli oyunla hayranlarının karşısına çıkıyor. Tiyatro Kedi'nin sahneye koyduğu Aziz Nesin imzalı oyun, geçtiğimiz hafta ilk kez sahnelendi. Şener, oyunda yedi farklı kadını canlandırıyor. Aydan Şener; tiyatro aşkını ve yıllara meydan okuyan güzelliğinin sırlarını anlattı...
Tiyatro maceranız nasıl başladı?
Senelerdir hep istiyordum ama beklediğim gibi bir projeyle karşılaşmamıştım. İlk kez Abdullah Şahin'den gelen teklif üzerine 'Çılgın Yenge'de rol almıştım. Daha sonra Hakan Altıner 'Bana Esmeyi Anlat' isimli oyunda oynamamı teklif etti; hâlâ oynuyoruz. Şimdi de yeni çocuğumuz 'Başarımı Karılarıma Borçluyum'u sahneye koyduk.
TELEVİZYON İLK GÖZAĞRIM
Nasıl bir oyun oldu?
Aziz Nesin'in yazdığı çok güzel bir komedi. Damla Cercisoğlu yönetiyor. Çok iyi bir ekibimiz var. Yedi farklı kadını oynuyorum. İşim zor ama çok keyif alıyorum. Dans edip şarkı söylediğim, oynarken çok eğlendiğim bir iş oldu; çok güzel yorumlar aldık.
Yedi kadını da sizin oynamanıza nasıl karar verildi? İlk başta gözünüz korkmadı mı?
Hakan Altıner'in fikriydi. Hayır, hiç gözüm korkmadı. Çünkü farklı kişilikleri oynamayı seviyorum. Televizyonda maalesef bu mümkün olmuyor. Komediye yatkınlığımı biliyordum ve seyirciye aktarmayı istiyordum. Televizyon seyircisine bir türlü komedi yönümü gösterememiştim. Tiyatroya kısmet oldu.
Tiyatroya geç başladığınızı düşünüyor musunuz?
Televizyon ilk gözağrım ve kitleler tarafından sevilmeme neden oldu. Televizyondan hiçbir zaman kopamam ama biraz ara verdim. O arada çok istediğim tiyatroyu yapma imkanı buldum. Geç olduğunu düşünmüyorum, zamanı bugünmüş. Tiyatroya aşığım; sahneye çıkınca başka bir şey oluyor bana. Müthiş bir enerji geliyor. Tiyatroda çok büyük bir doyum yaşıyorum.
ÜÇ BOYUTLU ROL İSTİYORUM
Televizyona neden ara verdiniz?
İstediğim gibi teklif gelmedi. Ayrıca tek tip roller oynamaktan sıkıldım. Benim sadece başrol oynayacağım, başrol dışında rolleri kabul etmeyeceğim düşünülüyor. Oysa hiçbir zaman başrol oynama hevesim ya da hırsım olmadı. Daha dişi, üç boyutlu, derinliği olan karakterleri oynamak istiyorum. Çünkü ben iyi bir karakter oyuncusuyum. Bu konuda tevazu göstermeyeceğim. Her kalıba girebilen bir oyunculuk sergilediğimi düşünüyorum.
Oyunda canlandırdığınız kadınlardan bahseder misiniz?
Karakterlerin isimleri; 'Gülten', 'Durdu', 'Sedef', 'Mehpare', 'Neriman', 'Türkan' ve 'Güler'. 'Gülten'; kendisini farklı tanıtan, gözü yükseklerde, varoş bir kadın ama temiz kalpli. 'Durdu', fettan ve paracı bir kadın; zengin erkekleri baştan çıkarmaya çalışıyor. 'Mehpare'; evde kalmış, saftirik bir aile kızı. 'Neriman'; cilveli, işveli ve oynak ama çok namuslu bir kadın. 'Türkan', aşırı kıskanç. 'Güler' de sinirli, her şeyi dert eden pimpirikli bir tip. Onun hem yaşlılığını, hem gençliğini oynuyorum. Bir de 'Sedef' var ki... Onu da gelip görün; en komiğimiz o.
Bu kadınların hangisinde Aydan Şener var?
Yedi karakterde de benden izler var. Hatta içimde sadece yedi değil, 70 farklı kadın var. 'Durdu'nun paraya düşkünlüğü bana uymuyor. 'Türkan' kadar kıskanç değilim ama bir şeyden şüphelenirsem üstüne üstüne giderim. Çünkü aptal yerine konmaktan hiç hoşlanmıyorum. 'Güler' gibi pimpirikli değilim; çok rahat ve cool'umdur. Hatta kızım bazen kızar bana "Ne kadar rahatsın" diye.
HAYATI CİDDİYE ALMAMAK GEREK
Neden bu kadar rahatsınız peki?
Hayatın ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyorum. Hayat çok kısa. Güzel bir şekilde tadını çıkartmak lazım. Her şeyi dert edinerek, problemler yaratarak yaşamıyorum hayatı. Hepimiz misafiriz, bir gün göçüp gideceğiz. Kimseyi kırmadan, üzmeden yaşayıp güzel bir isim bırakarak gitmeyi amaçlıyorum.
Bırakabildiğinizi düşünüyor musunuz peki?
Düşünüyorum. Ben egosu yüksek biri değilim. Birçok şeyi aştım. Hırslarımı, egolarımı törpüledim. Kendi dünyamda yaşamayı seviyorum. Mutlu olmayı, eğlenmeyi seven ve iyi bilen biriyim. Ancak işim haricinde kendi dünyamda yaşamayı tercih ediyorum.
Kimseyle polemiğiniz olmadı mı?
Olamaz, zaten yapım müsait değil. O tür şeyleri çok küçümsüyorum. İstedikleri kadar snob desinler ama öyle şeylere hiç gerek duymuyorum.
Sizin için 'soğuk, kendini beğenmiş' diyenler var. Öyle misiniz?
Öyle diyenler var ama hiç değilim. İnsanları hayatıma kolay alamıyorum, ilk anda kimseye güvenemiyorum. O yüzden mesafeliyim. Önce bir tartıyorum. Eğer güvenirsem, benden sıcak insan yoktur.
Hep bir asil duruşunuz var...
Teşekkür ederim. O benim yapım zaten. Annem de çok kibar, çok asil bir insandı. Genetik bir şey. Benim özellikle yapmaya çabaladığım bir şey değil; zarafet çok başka bir şey, zorlamayla olmaz.
İNSAN OLMAK ÖNEMLİ
Şan ve şöhrete rağmen bu duruşu korumayı nasıl başardınız?
Şöhret olmak güzel ama ondan önce insan olmak çok önemli. İnsanlar ne düşünürse düşünsün çok da umrumda değil. Ben kendi doğrularımla yaşadım. İşime ve insanlara saygı göstermeye çalıştım. O samimiyet de seyirciye geçiyor zaten. Benim yapmacık bir şey yapmadığımı bildikleri için 30 seneye yakın zamandır bağırlarına bastılar. İş yapmışım yapmamışım umurlarında değil. Beni hiç unutmuyorlar. Bu çok az insana nasip olur.
Sizce başarılı mısınız?
'Ben başarılıyım' demeyi sevmiyorum ama insanları etkileyen o kadar çok iş yapmışım ki... Bana hâlâ 'Çalıkuşu' diyorlar. Hiçbir zaman çok magazinel olmadım. Bu yüzden zaman zaman başkaları benden başarılıymış gibi algılandı. Magazinde çok gösterilenler sanki daha başarılıymış gibi bir algı hep var.
GENÇ GÖRÜNME ÇABAM YOK
Hiç yaşlanmıyorsunuz. Yıllara meydan okuyan güzelliğinizi neye borçlusunuz?
Tabii ki değişip olgunlaşıyoruz ama ben saçıyla ve görüntüsüyle oynayan biri değilim. Aynada kendimi böyle görmeyi seviyorum. Çok fazla kilo alıp vermedim. Pek spor yapamıyorum ama kiloma dikkat ediyorum. Sağlıklı beslenmek önemli; aşırı yağlı yemiyorum, tatlıyla aram hiç iyi değildi. Haftada üç gün balık yerim mutlaka.
Cilt için uyguladığınız formül var mı?
Cilt temizliği çok önemli. Asla makyajlı yatmam. Arada maskeler yapıyorum; kil maskeleri, çamur maskeleri... Datça'dan özel gelen çamurlar var; onları yüzüme uyguluyorum. Genç görünme çabasında olan biri değilim. 26 yaşında bir kızım var. Yaşımdan da çok memnunum.
YALNIZLIĞA ALIŞTIĞIM İÇİN EVLİLİK ZOR GELİR
Kızınız Ecem de oyuncu. Meslek seçiminde onu yönlendirdiniz mi?
Hayır, bu işlerin içinde büyüdü zaten. Kendisi istedi. Eğitimini aldı. 'Medcezir' isimli dizide oyuyor. Ecem'in doğal bir oyunculuğu var. Yüzü de ekrana çok yakışıyor. Gurur duyuyorum onunla. Keşke birlikte oynama imkanımız olsa.
1991'de Ecem'in babasından ayrıldıktan sonra evlenmediniz. Neden tekrar evlenmeyi düşünmediniz?
Düşündürecek kimse olmadı demek ki. 'Budur' dediğim biri çıksaydı belki olabilirdi ama hiç öyle bir niyetim yok. Ben tekrar evlenmeyi istemedim. Hiç sıcak bakmadım. Özgürlüğüme fazla düşkünüm galiba. Yalnızlığı seviyorum.
BENİ ÜZENİ AFFETMEM
Evlilik insanı kısıtlıyor mu?
Evlilik veya ilişkiler, mutlaka kısıtlıyor. Biraz hesap sormak, hesap vermek falan pek bana göre değil. Artık yalnızlığa alışmış biri olarak evlilik çok zor gelir.
İlişkilerde zor bir kadın mısınız peki?
Çok da kolay bir kadın değilim. İnsan karşısındakine göre de şekilleniyor. Beklentilerim çok yüksek değildir ama detaylar benim için çok önemlidir. O detaylar kaçarsa, biraz midem bulanırsa ve çorbaya sinek düşerse; çok daha zor bir insan olabilirim. Beni üzeni de çok kolay affetmem. Kindar biri değilim ama asla bana yapılanı unutmam. Şüphelerle ilişkiyi sürdürmek çok zor. Bir dönem başıma geldi. Çok zor ve gereksiz bir şey; zaman kaybı. O yüzden bitirmemek en iyisi.