İrem Uğural - ÜZGÜNÜM İNSAN

Üzgünüm insan; 
Senin asıl anlamına yakışarak yaşayamadığımız için, 
Bir kurummuşsun gibi hissizleştiğimiz için, 
Beşerlikte kalıp sana ulaşamadığımız için,
Doğadan bile seni hissedemediğimiz için,
Huzurun ta kendisiyken seni asla anlayamadığımız için,
Temizlik ve saflık sendeyken hâlâ çamurlarda oynadığımız için,
Bataklığa alıştığımız için,
Aynı tür olduğumuzu sanıp senden olanları aşağıladığımız için,
Sen çocukluktan başlardın değil mi? Çünkü sende yaş sınırı yoktu. Herkes birdi. Cins yoktu, herkes aynıydı. Orkestra olabilecekken sapsız bir dörtlük nota gibi kalakaldık. 
Senin olduğun yeri gerçek kılmaktansa seni beyaz camın arkasına ittik.
Ve insan çocukluktan büyürken hafızası gidiyordu. Maalesef merhamet yoksa sonradan kiloyla alınıp eklenemiyordu. 3/4 merhamet olmuyordu. Biz eksiğiz ve sağduyularımız her gün öldükçe asla tamamlanıp sen olamayacağız. Yalnız kaldık: kendimizi tıka basa doyurduğumuz hiçbir yemek senin verdiğin doygunluğu vermeyecek. 
Boşluk obezitesi diye bir şey var: Yemek yemeden havayla şişmek. Senin varlığının olmadığı yerde biz şiştik ve her durumda patlayacak halde serseri mayın gibi dolaşıyoruz. Kendimizi bizim gibi beşerlerin üstüne saldık. Kendi kendimizi yiyoruz hem de ekmeksiz. 
 
 
Umarım kapıyı bir gün çalmak için aklımız başımıza geldiğinde seni aynı yerde bulabiliriz. Beyaz güvercinleri isteyip sana aşina olsak da bu dünyada seninle tanışmamışız anlaşılan..."I.U. "Üzgünüm insan; 
Senin asıl anlamına yakışarak yaşayamadığımız için, 
Bir kurummuşsun gibi hissizleştiğimiz için, 
Beşerlikte kalıp sana ulaşamadığımız için,
Doğadan bile seni hissedemediğimiz için,
Huzurun ta kendisiyken seni asla anlayamadığımız için,
Temizlik ve saflık sendeyken hâlâ çamurlarda oynadığımız için,
Bataklığa alıştığımız için,
Aynı tür olduğumuzu sanıp senden olanları aşağıladığımız için,
Sen çocukluktan başlardın değil mi? Çünkü sende yaş sınırı yoktu. Herkes birdi. Cins yoktu, herkes aynıydı. Orkestra olabilecekken sapsız bir dörtlük nota gibi kalakaldık. 
Senin olduğun yeri gerçek kılmaktansa seni beyaz camın arkasına ittik.
Ve insan çocukluktan büyürken hafızası gidiyordu. Maalesef merhamet yoksa sonradan kiloyla alınıp eklenemiyordu. 3/4 merhamet olmuyordu. Biz eksiğiz ve sağduyularımız her gün öldükçe asla tamamlanıp sen olamayacağız. Yalnız kaldık: kendimizi tıka basa doyurduğumuz hiçbir yemek senin verdiğin doygunluğu vermeyecek. 
Boşluk obezitesi diye bir şey var: Yemek yemeden havayla şişmek. Senin varlığının olmadığı yerde biz şiştik ve her durumda patlayacak halde serseri mayın gibi dolaşıyoruz. Kendimizi bizim gibi beşerlerin üstüne saldık. Kendi kendimizi yiyoruz hem de ekmeksiz. 
Umarım kapıyı bir gün çalmak için aklımız başımıza geldiğinde seni aynı yerde bulabiliriz. Beyaz güvercinleri isteyip sana aşina olsak da bu dünyada seninle tanışmamışız anlaşılan..."I.U. "Üzgünüm insan; 
Senin asıl anlamına yakışarak yaşayamadığımız için, 
Bir kurummuşsun gibi hissizleştiğimiz için, 
Beşerlikte kalıp sana ulaşamadığımız için,
Doğadan bile seni hissedemediğimiz için,
Huzurun ta kendisiyken seni asla anlayamadığımız için,
Temizlik ve saflık sendeyken hâlâ çamurlarda oynadığımız için,
Bataklığa alıştığımız için,
Aynı tür olduğumuzu sanıp senden olanları aşağıladığımız için,
Sen çocukluktan başlardın değil mi? Çünkü sende yaş sınırı yoktu. Herkes birdi. Cins yoktu, herkes aynıydı. Orkestra olabilecekken sapsız bir dörtlük nota gibi kalakaldık. 
Senin olduğun yeri gerçek kılmaktansa seni beyaz camın arkasına ittik.
Ve insan çocukluktan büyürken hafızası gidiyordu. Maalesef merhamet yoksa sonradan kiloyla alınıp eklenemiyordu. 3/4 merhamet olmuyordu. Biz eksiğiz ve sağduyularımız her gün öldükçe asla tamamlanıp sen olamayacağız. Yalnız kaldık: kendimizi tıka basa doyurduğumuz hiçbir yemek senin verdiğin doygunluğu vermeyecek. 
Boşluk obezitesi diye bir şey var: Yemek yemeden havayla şişmek. Senin varlığının olmadığı yerde biz şiştik ve her durumda patlayacak halde serseri mayın gibi dolaşıyoruz. Kendimizi bizim gibi beşerlerin üstüne saldık. Kendi kendimizi yiyoruz hem de ekmeksiz. 
Umarım kapıyı bir gün çalmak için aklımız başımıza geldiğinde seni aynı yerde bulabiliriz. Beyaz güvercinleri isteyip sana aşina olsak da bu dünyada seninle tanışmamışız anlaşılan..."I.U.